Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
  “EZANSIZ SEMTLER” Şair olarak tanınsa da Yahya Kemal’in Eğil Dağlar , Aziz İstanbul ve Siyasi Hikayeler gibi düzyazıları da vardır. Bu yazımız da Aziz İstanbul (İstanbul, Devlet Kitapları, 1969) adlı kitabında yer alan “Ezansız Semtler” (s. 126-130) adlı denemesinden bahsedeceğiz. Bu denemede Yahya Kemal Şişli, Kadıköy gibi semtleri “ezansız semtler” olarak tanımlayarak, bu semtlerde minarelerin görülmediğini Ramazan ve kandil günlerinin hissedilmediğini ifade eder. Ve şu soruyu sorar: Bu semtlerde “çocuklar müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler?” Şöyle devam der Yahya Kemal: “İşte bu rü’ya, çocukluk dediğimiz bu müslüman rü’yasıdır ki bizi henüz bir millet halinde tutuyor. Bu günkü Türk babaları havası ve toprağı müslümanlık rü’yası ile dolu semtlerde doğdular, doğarken kulaklarına ezan okundu, evlerinin odalarında namaza durmuş ihtiyar nineler gördüler, mübarek günlerin akşamları bir minderin köşesinden okunan Kur’an’ın sesini işittiler; bir raf üzerinde duran ...
  KİTAP YAYINCILIĞI “Çocuklarını” diyor genç kuşak tarihçilerden Emrah Sefa Gürkan “kaliteli eğitim için bir milyon lira harcayarak özel okula gönderen insanların evlerinde doğru dürüst bir kütüphane yok”. [1] Demek eğitim bir amaç olarak değil sadece bir araç olarak algılanıyor. Bir başka tabirle eğitim kişisel gelişimimize hizmet eden bir etkinlik olarak değil, sadece diploma, titr ve sosyal konumumuzu yukarıya taşımaya yarayan bir araçtır. Kısacası eğitimi zihinsel ve entelektüel becerilerimizin geliştirilmesi ile ilgili görmüyoruz. Öyleyse eğitim gerekli, ama kime? Hâlâ geyiği dönmeye devam eder. Matbaa bize geç geldiği için geri kaldık diye. Bu “geri kalma”dan da başkaları sorumlu elbette (!). Oysaki okuryazarlığın ve yazılı kültürün geri olduğu bir toplumda kim matbaayı, kitabı talep eder ki? Kitaba talebin olmadığı toplumda niye matbaa kurulsun, niye kitap basılsın? Nitekim Batı Avrupa’ya, hatta imparatorluk tebaası Yahudi, Rum ve Ermeni cemaatine nazaran çok geç açılan...