ZARF VE MAZRUF Buradan önce yayınladığım yazıların bir kaçı eğitimle ilgiliydi. Bundan dolayı uzun süre eğitimle ilgili bir şey yazmak istemiyordum. Ancak Orhan Pamuk'un aşağıda bahsettiğim açıklamasını okuyunca fikir değiştirmek zorunda kaldım. * * * "Lise edebiyat derslerinin" demiş Orhan Pamuk, “yazarlığıma katkısı sıfır”. Pamuk’un bu çıkışı sonrasında birçok edebiyatçı-yazar bazıları mikrofon uzatıldığı için, bazıları durumdan vazife çıkararak açıklamalarda bulunmuşlar. Çoğu da lisedeki edebiyat öğretmen(ler)i hakkında. Anladığım kadarıyla Pamuk orta öğretimde edebiyata yaklaşım ve edebiyatın öğretilme biçimini eleştiriyor. Maksadı lisedeki edebiyat öğretmen(ler)ini eleştirmek değil. Buna rağmen okuduğu lisenin öğretmenlerinden Mehmet Uysal eleştiriyi kişisel algılamış ve bu minvalde bir cevap vermiş. Buna karşı verilen tepkilerden birine Mayk Şişman imzasıyla Milliyet gazetesinin internet sitesinde rastladım. “ Pamuk, lisedeki...
Kayıtlar
Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TARİH BİLİNCİ Tarih yazılı ya da yazısız belgeler aracılığıyla yazılır. Tarihçilerin ‘kaynak’ dediği belgeler doğaldır ki zamanın yıpratıcılığına çoğu kez dayanamaz. Sel, deprem, yangın, savaşlar, yanardağ patlaması vb. felaketlerin yanında insanların ihmalkârlığından dolayı da belgelerin korunması ve geleceğe taşınması mümkün olmayabilir. Bir şekilde bugüne kadar gelmiş ilkçağ, ortaçağ gibi göreli eski dönemlere ait kaynakların birçoğunun bugüne ulaşması bilinçli koruma çabasından çok tesadüfün eseridir. Avrupa’nın çoğu yerinde yazılı belgeler geç ortaçağdan bu yana kesintisiz bir şekilde bugüne taşınabilmiştir. Günümüze ulaşmış belgelerdeki kesintileri ve dağılımı savaşlar, devrimler ve isyanlar gibi toplumsal olaylar belirlemiştir. İngiltere kıta Avrupa’sına nazaran bu tür çalkantılara daha az maruz kaldığından İngiliz ortaçağından mebzul miktarda kamu kayıtları dahi günümüze kadar gelebilmiştir. [1] Bu belgelerin günümüze kadar gelmesini sağlayan sadece doğal felaketler...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
NEREYE GİTTİ BU ENTELEKTÜELLER? Yedi veya sekiz yıl önceydi. Ankara’nın en eski Eczacılık Fakültesi’nin amfisinde sınav görevlisi olarak bulunuyordum. Sınav başladıktan sonra arka kısımda yer alan boş sandalyelerden birine oturdum. Bu sırada başka bir gözetmenle beraber, sınavdan önceki sohbetimiz sırasında doktorasını birkaç sene önce tamamlamış genç salon başkanı tutanak yazmak için uğraşıyorlardı. Bir süre sonra yanıma gelerek “hocam tutanağı yazdım, ama pek iyi olmadı galiba, siz ‘Edebiyat Fakültesi’nde okumuşsunuz, kontrol edebilir misiniz?” diyerek ricada bulundu. Nazik davete uydum tabii. Tutanak metnini okumaya başlayınca başta gayr-i ihtiyari her gördüğüm yanlışı düzelttim. Ama kısa sürede gördüm ki, tutanağın düzeltilebilecek tarafı yok. En iyisi baştan yeniden yazmak. Mecburen yeni bir kâğıda hepsi üç cümleden oluşan metni yeniden yazdım. Özetle doktora düzeyinde diploması olan birinin basit bir tutanak yazmaktan dahi aciz olduğuna şahit oldum. Bu ne kadar yay...