BİLGİ
Günümüzde çok sık duyduğumuz
bir cümle var: “Bugün bilgiye ulaşmak çok kolay, artık bilgi sahibi olmak önemli
değil.” Tabi bu cümlede kastedilen “bilgi”nin önemsiz olduğu değil, bilgiyi
hafızada tutmanın gereksizliği. Ne de olsa akıllı telefonlar, tablet ya da gün
boyu açık duran bilgisayarda arama yapmak her an mümkün.
Doğru, klavyeye
davranmak yeterli. Ama “bilgi”den ne
anlıyoruz? ‘Ansiklopedik bilgi’ sözkonusu ise elbette ki bilgiyi hafızaya
almanın bir anlamı yok. Oysaki “bilgi” denildiğinde tek bir bilgi değil, çeşitli
bilgilerin birbirine bağlantılı olduğu ‘şebeke ağı’ gibi bir şey anlaşılmalıdır. İşte bu şekilde ‘bilgi’nin birbiriyle bağlantılı bir şebeke
olması demek, “google” ve benzeri arama motorlarının işe yaramayacağını ifade
etmektedir. Çünkü bu, sözü edilen şebeke ağını kurabilmek için farklı
zamanlarda öğrendiğimiz çeşitli bilgileri birbirleri ile ilişkili bir şekilde
yeniden tanımlamamız gerekir. Bunun içinde düşünmemiz, aktif bir zihne sahip
olmamız gerektiği açık. Yani bilgi bize salt dışarıdan iletilen bir ‘veri’
olarak görülmemelidir. Dışarıdan gelen bilgi ya da verilerin işlenmesiyle oluş(turul)an bir şeydir. Bunun için de bizim
pasif değil aktif olmamız, yani düşünmemiz, çeşitli verileri değerlendirmeye
tabi tutmamız gerekir. Hâl böyle olunca meseleyi yeniden tanımlamamız gerekir.
“Bilgiye nasıl ulaşabiliriz?” sorusunu bir tarafa bırakıp “bilgiyi nasıl
değerlendirmeliyiz?” sorusunu sormalıyız.
Bilgiyi değerlendirmek,
ulaştığımız ya da maruz kaldığımız bilgiye nasıl
yaklaşacağımızla ilgilidir. Bu noktada ilk yapılması gereken “bilgi”nin kaynağının güvenilir olup
olmadığına dikkat etmektir. Bilginin doğru ya da yanlış olmasını belirleyen en
önemli husus budur. Bu noktada ise aynı konuda ‘birbiriyle çelişen bilgi sözkonusu
olduğunda ne yapacağız?’ sorusu önem kazanmaktadır.
Böyle bir durumda cevap
basit bence. Çapraz okuma yapmalıyız. Bilgiye kuşkuyla yaklaşmalıyız. Farklı
kaynakları ve bu kaynaklardan gelen bilgileri birbiriyle karşılaştırmalıyız, yeniden
değerlendirmeliyiz. Yargılarımızı her değişiklikte yeniden değerlendirmekten
kaçınmamalıyız. Aynen gazetecilerin yapması gerektiği gibi. İşte bu noktada
sahip olduğumuz bilgi de önem kazanır. Çünkü bazı temel bilgilere sahipsek bu bilgilerden hareketle akıl yürütmeye de
başvurarak en azından yanlışları eleme şansına sahip oluruz. “Doğru”ya daha
yakın oluruz. Gene bazı temel bilgiye sahipsek “doğru” bilgiyi belirleme
konusunda da avantajlı olacağımız açıktır.
Bu durum bilgiyi
anlamak ve gerektiğinde “yanlış”ı ayıklayabilmek için “yöntem” bilgisine sahip olmamız gerektiğini de ima eder. Kısacası ‘analiz’ yapabilecek bilgi ve beceriye sahip
olmalıyız. Yani belli bilgileri hafızada tutmaktan çok bilgiyi tasnif edecek,
karşılaştıracak ve ayıklama yapmamızı sağlayacak beceri geliştirmemiz gerekir.
Bu beceriye sahip değilsek bu düzeye ulaşmak için çalışmamız gerekir.
Şüphesiz sadece doğru bilgiye ulaşmak da yetmez. Bilginin nasıl kullanıldığını ve onu nasıl kullanabileceğimizi de öğrenmemiz gerekir. Nasıl yapabiliriz bunu? Bilgiyi ezberlenmesi gereken bir şey olarak görmek yerine, ardında bir “düşünce”nin var olduğunu fark etmek iyi bir başlangıç olacaktır. Ayrıca bilginin çeşitli düşünceleri ifade etmenin aracı olarak kullanıldığının farkına varmak gerekir. Bilginin belli bir amaca hizmet etmek için kullanıldığının ayırdına varmak da. Bundan dolayıdır ki bilginin değil düşüncenin izini sürmeye öncelik vermek gerekir.
Bu noktada ne
yapacağımız da belli. Farklı farklı düşünceleri birbirleriyle karşılaştırmak.
Yani bilgi sözkonusu olduğunda yaptığımız gibi gene çapraz okuma yapmak, analiz
yapmak.
‘Bunu yapınca ne
olacak?’ dediğinizi duyar gibiyim. Bir şey olmayacak, size sunulan her bilgiyi
tartmayı öğreneceksiniz. Kendi aklınızla düşünmeyi öğreneceksiniz. Başkalarının
“doğru”larının takipçisi olmayacaksınız. Kendi “doğru”larınızı bulacaksınız.
Yetmez mi?
👏🏻👏🏻❤️
YanıtlaSilÇok başarılı ve doğru bir yazı olduğunu söylemekten mutluluk duyarım
YanıtlaSilKendi doğrularımızı bulmak umuduyla... Elinize sağlık
YanıtlaSil👍🎯
YanıtlaSil👏👏👏👏
YanıtlaSilYazı okununca doğru bir yaklaşım olduğunu söylemek doğru olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.Kim olursa olsun,yazılan konulara mutlaka bilimsel kuşkuculuğu elden bırakmamak koşuluyla bakmak gerekir.Ellerine zihnine sağlık olsun.
YanıtlaSilÇok güzel bir konu çokta güzel anlatmışsın sevgili abim duygularına ve kalemine sağlık
YanıtlaSilGerçekten bilgiyi iyi anlamak çapraz okumaktan geçer TEŞEKKÜRLER
YanıtlaSil